Sizi Arayalım
IBAN Ödemelerinin Taraflar Açısından Risk ve Sonuçları

MAKALE: 08.11.2024/10

IBAN Ödemelerinin Taraflar Açısından Risk ve Sonuçları

Centrum Türkiye Kıdemli Müdürlerimizden Sn. Ahmet Yılmaz'ın kaleme aldığı bu makalede, iban üzerinden yapılan ödemelerde tarafların karşılaşabileceği riskler ve olası sonuçlar incelenmektedir. Özellikle başkasının ibanını kullanarak yapılan işlemlerin vergi mevzuatına ve Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’a aykırı durumlar yaratabileceği, dolandırıcılık ve yasa dışı faaliyetlere iştirak riski taşıdığı anlatılmaktadır. Ayrıca, fiş veya fatura almayan nihai tüketicilere yönelik özel usulsüzlük cezası gibi yeni yasal düzenlemeler de değerlendirilmektedir.

21.10.2024'te yayımlanan Centrum Time dergimizin 19. sayısında yer alan bu makalemize ve diğer içeriklere buradan ulaşabilirsiniz.

Gelişen teknoloji birçok alanda hayatımızı kolaylaştırmakta ve farklı iş kollarının oluşmasına bazı iş kollarının kaybolmasına neden olmuştur. Gelişen teknoloji maalesef farklı suç kollarının oluşmasına da neden olabilmektedir.

Bunun en güncel örnekleri son dönemde sıkça karşımıza çıkmaya başlayan  IBAN'lar üzerinden yapılan tespit ve incelemelerde görmekteyiz. 26 haneli olarak düzenlenen IBAN numaraları para transfer işlemlerinin sorunsuz  yapılması ve yapılan işlemlerin takibini sağlamak için geliştirilmiş bir sistemdir. Son zamanlarda gerek sosyal medyada gerekse de yerel ve ulusal haber kanallarında IBAN üzerinden gerçekleştirilen bazı işlemlerin hem bireyler hem de işletmeler için önemli bir risk kaynağı haline geldiğine dair haberler görmekteyiz.

Bu yazımızda IBAN ödemelerinde karşımıza çıkan bazı riskleri ve sonuçları irdelemeye çalışacağız.

IBAN Ödemelerinde İBAN Ödemesi Alan Kişi Açısından Risk ve Sonuçları

Banka hesapları üzerinden gerçekleştirilen para transfer işlemleri ticari hayatımızda ciddi anlamda kolaylıklar sağlamakta gerek ödeme işlemlerinde geriye dönük kontrol ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekse devletin olası vergi incelemelerinde işlemlerin ispatı konusunda çok önemli bir unsur olmuş, ticari işlemlerin sağlıklı yürütülebilmesi ve ekonomik alandaki işleyin takip edilebilirliği açısından ticari hayatın olmazsa olmazı haline gelmiştir.

İBAN hesapları üzerinden yapılan işlemler ekonominin bir parçası olan vergi mevzuatımızın da gündemine girmektedir. Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği ve vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı vurgulanmıştır. Bu nedenle banka hesap hareketleri yapılan işlemlerde ispat yükümlülüğünün yerine getirilmesi, işlemlerinin şeffaflığının ve doğruluğunun takibi ile hesap verilebilirlik konusunda kolaylıklar sağlamaktadır.

Ticari hayatımızda alınan veya satılan mal veya hizmetlerin karşılığında ödenmesi gereken tutarlar IBAN aracılığıyla yapılmaktadır. Yapılan işlemler işlemin miktarı fiili durumla uyumlu olduğu sürece kanuni olarak sorun oluşmamaktadır. Ancak yapılan işlemleri kayıt dışında bırakarak vergisel yükümlülüklerden kaçınmak için kamuyu zarar uğratmak gibi nedenlerle ödemenin IBAN’a yapılması işleme konu taraflar için bazı riskler ve yaptırımları da içeren sonuçların doğmasına neden olabilmektedir. Bu risk ve sonuçlar, ödemeyi alan tarafın durumuna ve ödemenin niteliğine işlemin içeriğine göre değişebilmektedir.

IBAN’a yapılan ödemenin gerçek durumla uyumlu olduğu ve karşılığında yapılan işleme ait faturaların usulüne ve gerçeğe uygun olarak düzenlendiği durumda vergisel yükümlülüklere aykırı bir durum olmadığı için herhangi bir risk ya da cezai yaptırım bulunmamaktadır.

Maalesef ticari hayatta en fazla karşılaşılan durumlardan biri vergi mükellefiyeti olan kişilerin yaptıkları mal veya hizmet satışlarına ilişkin ödemeleri sadece işletmeleri  adına açılan İBAN hesaplarına değil, eş, yakın arkadaş veya akrabalarının İBAN hesapları üzerinden tahsilat yaptıkları görülmektedir. Yapılan ödeme işlemine ilişkin fatura veya Vergi Usul Kanununda belirtilen belgelerin düzenlenmemesi durumunda vergi kaybına sebebiyet verileceğinden cezai yaptırımlarla karşılaşılması söz konusu olabilecektir. Bu tür usulsüz işlemlerde Vergi Usul Kanunun 353. Maddesinde bir takvim yılı içinde kanuna bağlı 2 sayılı cetvelde belirtildiği üzere ilk tespitte 10.000 Türk lirası, ikinci tespitte 20.000 Türk Lirası, üçüncü tespitte 30.000 Türk Lirası, Dördüncü tespitte 40.000 Türk Lirası, beşinci tespitte 50.000 Türk Lirası altıncı ve sonraki tespitler için 100.000 Türk Lirası tutarından aşağı olmamak üzere   bu belgelere yazılması gereken meblağın veya meblağ farkının %10'u nispetinde özel usulsüzlük cezası kesileceği, tek tespitte aynı neviden birden fazla belgenin düzenlenmediğinin tespit edilmesi durumunda her bir belge için ayrı ayrı ceza kesileceği belirtilmiş ve 2024 takvim yılı içinde her bir belge nevine ilişkin olarak tespit edilen yukarıda yazılı özel usulsüzlükler için kesilecek cezanın toplam üst sınırı 10.000.000 Türk Lirası olarak belirlenmiş, kanunun 344.maddesi uyarınca Katma Değer Vergisi, Gelir veya Kurumlar vergisi yönünden  de vergi kaybına sebebiyet verildiğinden hesaplanan vergi tutarının bir katı oranında vergi ziyaı cezası ile karşı karşıya kalabilmektedirler.

Benzer durum kira geliri elde eden kişiler içinde kişiler içinde geçerlidir. Mesken kira gelirleri aylık 500 TL’nin üzerinde, iş yeri kira gelirleri ise miktardan bağımsız olarak banka ve PTT üzerinden tahsil edilmesi gerekmektedir. Bu zorunluluğa uyulmaması özel usulsüzlük cezası kesilmektedir.

IBAN’a yapılan ödemelerin geriye dönük takibi kolay olduğu için hesaba yatan kira gelirinin beyan edilmemiş olması ya da eksik beyan edilmesi halinde kayba uğratılan vergi, bir kat vergi ziyaı cezası ve gecikme faiziyle birlikte tahsil edilmektedir.

Yazımızın başında gelişen teknolojin birçok alanda kolaylıklar sağladığı gibi maalesef farklı suç unsurlarının oluşmasına da neden olabildiğinden bahsetmiştik.

IBAN’a yapılan ödemelerle ilgili olarak son dönemlerde çok karşılaşılan bir diğer durumda IBAN hesaplarının başkasının kullanımına sunma veya bir diğer ifadeye IBAN kiralama konusudur. Farklı sebeplerden dolayı IBAN hesaplarını başkalarının kullanımına bırakıp buradan komisyon veya farklı adlarla gelir elde etmek isteyen kişilerin sayısı maalesef gün geçtikçe artmaktadır.

5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanması Hakkında Kanun çerçevesinde IBAN Hesaplarını başkasına kullananlar için banka hesapları nezdinde farklı sonuçlar oluşmaktadır.  

Bu çerçevede, mevzuat gereği, inceleme yapan yetkili kişilerle, usulüne uygun istekte bulunmaları kaydıyla banka hesabı bilgileri, ilgili hesap numaraları ile birlikte bankalar tarafından paylaşılmaktadır.

Bu kapsamda 2023 yılında IBAN’ını kullandıran kişi hakkında 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 15. Maddesinde Yükümlüler nezdinde veya aracılığıyla yapılacak kimlik tespitini gerektiren işlemlerde, kendi adına ve fakat başkası hesabına hareket eden kimse, bu işlemleri yapmadan önce kimin hesabına hareket ettiğini yükümlülere yazılı olarak bildirmediği takdirde altı aydan bir yıla kadar hapis veya beş bin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılacağı belirtilmiştir.

Başkasının IBAN’ını kullananların amaçları vergiden kaçmak ya da banka komisyonlarını ödemekle sınırlı değildir. Burada amaç yasa dışı bahis, terörün finansmanı, dolandırıcılık veya herhangi yasa dışı başka bir faaliyet de olabilmektedir.

Bu konuda Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) yayımladığı raporunda Finansal ve finansal olmayan sektörlerde mali işlemlere aracılık eden kişi ya da kuruluşlar, 5549 sayılı Kanun ile anılan Kanuna ilişkin ikincil mevzuat uyarınca yükümlü olarak nitelendirilmekte ve bu yükümlüler tarafından özel formlar doldurularak yapılan bildirimler, şüpheli işlem bildirimi olarak nazara alınacağı ifade edilmektedir. Başkanlığa yapılan şüpheli işlem bildirimlerinin son beş yıldaki gelişimi aşağıdaki grafikte gösterilmiştir.

MASAK tarafından yayımlanan faaliyet raporuna göre alınan şüpheli işlem bildirim sayılarının “Terör veya Terörizmin Finansmanı” ve “Aklama veya İlgili Öncül Suçlar” açısından dağılımı aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Dağılım

2019

2020

2021

2022

2023

Terör veya Terörizmin Finansmanı

     14.862,00

        1.987,00

        2.758,00

        2.936,00

       4.037,00

Aklama veya İlgili Öncül Suçlar

   188.924,00

   235.544,00

   502.237,00

   422.386,00

   597.518,00

Toplam

   203.786,00

   237.531,00

   504.995,00

   425.322,00

   601.555,00

 

IBAN’ını kullandıran kişi hakkında bu suçları işlediği ya da en azından bu suçlara iştirak ettiği gerekçesiyle başkaca ağır yaptırımlar da uygulanabilir. MASAK tarafından yayımlanan faaliyet raporunda son 3 yılda mal varlıklarında dondurma kararı alınan gerçek ve tüzel kişilerin sayısı aşağıdaki gibidir.

 

Yıllar

Mal Varlığı Donduruma Kararı Alınanlar

Gerçek Kişi

Tüzel Kişi

2021

1145

16

2022

64

14

2023

90

26

 

IBAN hesaplarını başkalarına kullandıran kişiler yapılan işlemlerin içerik ve tutarları da göz önünde bulundurularak farklı ceza ve yaptırımlarla karşı karşıya kalabilmektedir.

IBAN Ödemelerinde İBAN Ödemesini Yapan ve Fiş/Fatura Almayan Kişi Açısından Risk ve Sonuçları

2 Ağustos 2024 Resmi Gazete’de yayımlanan 7524 sayılı yasa ile fiş, fatura kesmeyenlere kesilen ceza, yapılan tespite göre katmerli hale getirildiğini yukarıda aktarmıştık. Bununla birlikte söz konusu Kanun ile, fiş ve fatura almayan nihai tüketicilere de özel usulsüzlük cezası kesilmesine yönelik düzenleme yapılmıştır. Buna göre, Vergi Usul Kanunu’nun 232. maddenin birinci fıkrasının 1 ila 5 numaralı bentlerinde sayılanlar dışında kalan kişilerin fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi ve giriş ve yolcu taşıma biletlerini almadıklarının tespit edilmesi halinde bunlara her bir belge için 5.000 Türk lirası özel usulsüzlük cezası kesilir. Ancak, bu bent uyarınca kesilecek özel usulsüzlük cezasının toplamı bir takvim yılı için 50.000 Türk lirasını geçemez. Şu kadar ki, bu bent kapsamındaki kişiler tarafından, idarenin bilgisine girmeden önce belgenin düzenlenmesi gereken tarihi takip eden beş iş günü içerisinde belgenin düzenlenmediğinin idareye bildirilmesi durumunda, bunlar adına özel usulsüzlük cezası kesilmez.

Yapılan düzenleme uyarınca, yaptıkları alışverişin ardından fiş ya da fatura almayan tüketicilere yine yasa ile getirilen düzenlemeye göre 5 bin lira özel usulsüzlük cezası kesilebilecektir. Ancak bunun iki şartı var. Tüketici belge verilmediğini Gelir İdaresi Başkanlığı tespitinden önce ve belgenin düzenlenmesi gereken tarihten en geç beş işgünü içerisinde İdare’ye bildirirse ceza kesilmeyecektir.

SONUÇ

IBAN’a yani banka hesabı aracılığıyla ödeme işlemi kanuna aykırı değil olması gereken uygun ve güvenilir bir uygulamadır. Ancak çeşitli nedenlerle başkasının IBAN’ının kullanılması, IBAN’a ödeme yapılması konusunda zorlama gibi durumlar risk ve cezai yaptırımlar içeren ciddi sonuçlara yol açmaktadır. IBAN yasa dışı bir faaliyette özellikle suç gelirlerinin aklanması ya da yasa dışı farklı işlemler için kullanılabileceğinden farkında olmadan 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamındaki denetim ve yaptırımlarla karşılaşılabilecektir.

Öte yandan sahibi bilinmeyen, gerçekte mal veya hizmet alınmayan bir IBAN’a yapılan ödeme nedeniyle dolandırıcılık suçuna maruz kalma veya ortak olma ihtimali de söz konusu olabileceğinden ticari ticari itibarın zedelenmesi,  hak veya iddiaların  ispatında zorluk yaşanmasına neden olacaktır.