MAKALE: 25.10.2020/15
Giriş
Yeni Koronavirüs (COVID-19), ilk olarak Çin’in Hubei Eyaleti’nin yönetim merkezi Vuhan’da Aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileri (ateş, öksürük, nefes darlığı) gösteren bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda 13 Ocak 2020’de tanımlanan bir virüs olup başlangıçta bu bölgedeki deniz ürünleri ve hayvan pazarında bulunanlarda tespit edilmiştir. Daha sonra insandan insana bulaşarak Vuhan başta olmak üzere Hubei eyaletindeki diğer şehirlere ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin diğer eyaletlerine ve diğer dünya ülkelerine yayılmıştır[1]. Salgının başlangıcında gerek Çin Halk Cumhuriyeti’nin bilgi akışı eksiklikleri ve çeşitli gizlilikleri gerekse Dünya Sağlık Örgütü’nün geç aksiyon alması nedeniyle yayılım tüm Dünya genelinde ciddi boyutlara ulaşmış ve ancak Mart ayı içerisinde pandemi ilan edilmiştir[2].
Salgın/ Kriz’in Seyri
Mart ayı başı itibariyle ise insanlar ekonomik ve sosyal açıdan yeni bir dünyaya uyandı. Salgının etkisi birkaç istisnai ülke dışında ayrım yapmadan tüm dünya geneline hızlı bir şekilde yayıldı. Dünya Ekonomik Görünümü Ocak ayı raporundan bu yana geçen üç ayda dünya inanılmaz derecede değişmiş olup koronavirüs salgını trajik sayıda insanın ölümüne sebep oldu ve halen ölümler devam etmekte. IMF Nisan ayı Dünya Ekonomik Görünümü raporuna göre 2020 yılında dünya ekonomisinin %3 oranında küçülmesi beklenmekte. Kriz nedeniyle 2020 ve 2021 yıllarında küresel GSYH’dan 9 trilyon doların erimesi ve Büyük Buhran'dan beri ilk defa hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerde daralma görüleceği açıklandı. Bu kriz diğerlerine benzemeyecek şekilde insan hayatı ve yaşamı üzerinde olan etkisi inanılmaz derecede belirsiz. Söz konusu durum birçok ülkede sağlık krizi, finans krizi ve emtia fiyatlarında çöküş şeklinde kendisini göstermekte olup yılın ikinci yarısında toparlanma görülmesi beklentisinden hareketle de 2021 yılı için bir nevi düzeltme, kurtarma yılı halini alması ümit edilmektedir[3].
Salgının Asya ülkelerinde başlamakla birlikte bu ülkelerde daha hızlı bir şekilde kontrol altına alındığı, hatta salgının başladığı Vuhan’da hayatın normale döndüğü, öte yandan aynı zaman zarfında İtalya ve İspanya başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri, İngiltere ve ABD’de salgının tüm hızıyla devam ettiği görülmekte[4]. Koronavirüs krizi gelişmekte olan ülkelerin yapısal işsizlik ve teknoloji açıkları, yüksek borç yükleri ve finans piyasalarındaki spekülatif kaynaklı dış kırılganlıkları ile birleştiğinde, alınabilecek tedbirlerin etkinliğini de kısıtlamakta ve içinde bulunduğumuz krizden çıkışın da ancak küresel işbirliği ile sağlanacağı konusunda herkes hemfikir[5].
Salgın/ Kriz’in Etkileri ve Türkiye Ekonomisi’ nde Beklenen Gelişmeler
Dünya ekonomik büyümesi ile dünya ticareti arasında önemli bir korelasyon bulunmaktadır. COVID- 19 salgınıyla birlikte küresel sistemde pek çok şey hızla değişmiş olup üretim zinciri zorlanmaya başladı. Gıda, içecek, sağlık malzemesi gibi mallar ve bunların sunulmasını sağlayan hizmetler dışında otomotivden tekstile, beyaz eşyadan mobilyaya, konuttan ulaştırmaya kadar bütün alanlarda talep düşüşü söz konusu. Dünya ticareti de bu talep düşüşüne paralel bir düşüş içinde[6]. COVID- 19 virüsünün ekonomik yaşamda yarattığı en ciddi tehdidin gelir- harcama zincirinin kopması ve bunun sonucunda üretimin durması olduğunu görüyoruz[7].
Ekonomik sistemin çarklarından birisini çekip çıkardığınızda sistem aksar ama sistemin gelir veya tüketim parçalarından birisini çekip çıkardığınızda sistem dağılır. Sistemin en önemli parçaları; Gelir, tüketim, tasarruf, yatırım ve üretim. Büyüyen bir ekonomide gelir artışı, tüketim ve tasarruf artışı, yatırım artışı, üretim artışı ve tekrar gelir artışı biçiminde çalışır. Sonuçta GSYH büyür, kişi başına gelir artar ve ekonomik refah yükselir[8].
Tablo 1: Türkiye Ekonomisi’nde Beklenen Gelişmeler
Gösterge |
Nasıl Şekillenir? |
GSYH Büyümesi |
Talep ve ihracat düşeceği için ekonomi küçülür. |
İşsizlik |
Kazancı azalan şirketler zorunlu olarak çalışanlarının bir bölümünü işten çıkaracağı için işsizlik artar. |
Enflasyon |
Petrol fiyatındaki gerileme ve talep düşüşü nedeniyle ortaya çıkacak olan düşüş, kur artışı nedeniyle çıkacak olan yükseliş etkisi birbirini dengeleyebilir. |
Kamu Borçları |
Ekonomiye destek vermek için kamu harcamaları artacağı, vergiler düşeceği için kamu borçlanması artar. |
Bütçe Dengesi |
Bütçe açığı bir üst sıradaki nedenlerle artar. |
İthalat |
Üretimde ve ihracatta düşüş yaşanacağı ithal girdi talebi azalır ve dolayısıyla ithalat düşer. |
İhracat |
Diğer bütün ülkelerde de üretim ve dolayısıyla ithalat düşeceği ihracatımız da düşer. |
Turizm Gelirleri |
Gelen turist sayısı ciddi oranda azalacağı için turizm gelirleri düşer. |
Cari Denge |
İthalat, ihracat ve turizm gelirlerindeki gidişe bağlı olarak büyük olasılıkla ödemeler dengesi cari fazla verir. |
Dış Borçlanma |
Dış borçlanma olanağı çok düşer. |
Kaynak: http://www.mahfiegilmez.com/2020/03/2020-ve-otesi.html, Eğilmez Mahfi, 18.03.2020.
Aşağıdaki tablo finansal piyasa göstergelerinden en önemlilerinin bugünkü durumunu önceki yılsonları durumlarıyla karşılaştırmalı olarak göstermekte ve finansal piyasalara egemen olan endişeyi açık biçimde ortaya koymaktadır.
Tablo 2: Piyasa Göstergeleri
Piyasa Göstergeleri |
2017 |
2018 |
2019 |
18.04.2020 |
ABD 10 Yıllık Tahvil Getirisi |
2,41 |
2,69 |
1,5 |
0,64 |
Almanya 10 Yıllık Tahvil Getirisi |
0,42 |
0,2 |
-0,4 |
-0,47 |
TR 10 Yıllık Tahvil Getirisi |
11,43 |
16,22 |
12,21 |
14,13 |
TR 2 Yıllık Tahvil Getirisi |
13,40 |
19,73 |
9,98 |
12,44 |
Dow Jones IA Borsa Endeksi |
26.149 |
25.000 |
28.256 |
22.242 |
Dax, Almanya Borsa Endeksi |
12.918 |
10.559 |
13.337 |
10.626 |
Shanghai Borsa Endeksi |
3.481 |
2.549 |
2.977 |
2.838 |
BIST 100 |
115.333 |
91.270 |
114.754 |
98.180 |
Brent Petrol USD/Varil |
66,87 |
53,80 |
65,38 |
28,34 |
Altın USD/Ons |
1.303 |
1.282 |
1.517 |
1.684 |
Altın TL/Gram |
158,8 |
218,1 |
290,0 |
375 |
DXY |
91,00 |
96,17 |
96,44 |
99,72 |
USD / TL |
3,7872 |
5,2894 |
5,9511 |
6,93 |
Euro / TL |
4,5536 |
6,0685 |
6,6704 |
7,54 |
Türkiye CDS Primi |
155 |
361 |
280 |
604 |
Kaynak: http://www.mahfiegilmez.com/2020/03/kuresel-krizin-ucuncu-asamas-ve-turkiye.html, Eğilmez Mahfi, 09.03.2020.
Ekonomik sorun temel olarak, salgının yayılmasını yavaşlatmak için alınan önlemlerden -seyahat engellemeleri, sınırların kapatılması ve şehirlere giriş çıkışların durdurulması, sokağa çıkma yasakları, ev karantinaları, okulların tatil edilmesi, iş yerlerinin çalışmaya ara vermesi- kaynaklanmakta[9]. Tüm dünya ekonomileri açısından Nassim Nicholas Taleb’in tanımladığı “Siyah Kuğu” dönemi yaşanmakta[10]. Pandemi konusunda iki başlıkta endişe duymaktayız; Birincisi sevdiğimiz insanlar ve onların sağlık durumları, ikincisi de birinci endişelerin ekonomik etkisi. İkisi de maalesef birbiri ile eşzamanlı hareket etmekte. Birisi diğerini beslemekte ve her ikisi global ölçekte yaygın[11]. 05.05.2020 tarihi itibariyle Dünya üzerindeki toplam vaka sayısı 3,7 Milyon kişiye ulaşmış, salgın nedeniyle ölenlerin sayısı ise yaklaşık 260 bin kişi olmuştur[12]. Doğrusu bu problem çok daha karmaşık ve standart çözümler ve reçeteler ile çözülecek gibi de değil.
Her geçen gün yaşananlar 2008 global krizinin adeta bir provası gibi. Global çıktıdaki kısa dönemli çöküş son 150 yıldır görülen herhangi bir durgunluktan farklı. Talepteki çöküşün liderlik ettiği 2008 küresel finansal krizin aksine COVID-19 salgını herşeyden önce bir tedarik şoku[13]. 2008 küresel finans krizi ertesinde uygulanan iktisat politikaları dünya ekonomilerine zaman kazandırmış olmakla birlikte bazı temel sorunları gündeme getirmişti. 2008 krizini bir uyarı olarak dikkate almayan ekonomiler işin kolayına kaçarak parasal genişleme yolunu tercih etmişlerdi[14]. Uluslararası Para Fonu (IMF) ve ekonomistler, Büyük Buhran’dan bu yana görülen en büyük ekonomik krizi beklemekte. Küresel bankacılık otoritesi Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) öngörülerine göre, son 10 yılda borç/ GSYH oranında yüzde 40’lık bir artış yaşandı ve bu yıl borç/ GSYH oranının hali hazırdaki yüzde 322’den yüzde 342’ye ulaşması beklenmekte. Eğer gelişmekte olan ekonomilerde iyileşme geride kalırsa, bu hem ABD hem de dünya ekonomileri için V-tipi iyileşmeden ziyade U-tipi veya L-tipi iyileşme olacağı anlamına gelmekte[15].
IMF Başkanı Christalina Georgieva, koronavirüs salgınının 2020 yılında global ekonomik büyümeyi keskin şekilde negatife döndüreceğini ve 1930'lardaki Büyük Buhran'dan bu yana görülen en kötü resesyonu tetikleyeceğini açıklarken[16], Dünya Ticaret Örgütü (WTO) 2020 yılında uluslararası ticarette 2008 mali krizi sırasında yaşanandan daha büyük bir daralma meydana gelebileceğini tahmin etmekte. Dünya Ticaret Örgütü tarafından yapılan çalışmada dünya ticaretinde bir önceki yıla göre yüzde 13'lük bir düşüş "görece iyimser" bir senaryo olarak tanımlanıyor. Bu senaryo dünya ticaretinde yılın ilk yarısında yaşanan hızlı düşüş ardından, ikinci altı ayda durumun yavaş yavaş düzelmeye başlaması ihtimaline dayanıyor[17]. Ekonominin tüm bileşenleri; talep, tüketim, sermaye harcaması, ihracat vb. eşi benzeri görülmemiş şekilde düşüşte. Büyük Depresyon ve İkinci Dünya Savaşı zamanında bile ekonomik aktivite bu denli durmamıştı. İyi senaryoya göre dördüncü çeyrekte tünelin sonundaki ışık görülecek. Fakat iyi senaryonun gerçekleşmesi birçok etkene bağlı[18].
Salgın/ Kriz’ e Yönelik Alınan Tedbirler
Son Global Finansal İstikrar Raporu gösteriyor ki, finansal sistem dramatik bir etki altında, salgın krizi global finansal istikrarı derinden etkilemekte. Global finansal sisteme yönelik istikrarı sağlamak ve global ekonomiye destek olmak amacıyla dünya çapında merkez bankaları savunma hattının ilk cephesi olarak parasal genişleme, ek likidite, swap imkanlarının genişletilmesi ve global finansal krizde kullanılan geniş tabanlı programları devreye aldı[19]. Başından beri anlaşıldığı üzere COVID-19 global çözümler getirilmesi gereken global bir problem. 26 Mart’ta G20 liderleri ortak açıklama ile, neye mal olursa olsun pandemi kaynaklı ekonomik ve sosyal zararı minimize etmek, global büyümeyi restore etmek, piyasada stabilizasyonu sağlamak ve direnci güçlendirmek için tüm mümkün politika araçlarının kullanılacağını ifade etti[20].
Koronavirüs (COVID-19) salgınının ekonomimiz üzerindeki etkilerinin sınırlandırılması amacıyla ilk olarak 18.03.2020 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından toplam 100 Milyar TL büyüklüğünde bir paket açıklanmış ve akabinde ek paketlerle desteklenmiştir. Dünya genelinde hükümetler ve merkez bankalarının bugüne kadar taahhütte bulunduğu destek paketlerinin büyüklüğü 7 trilyon dolara ulaştı. Bu paketler merkez bankalarının yeni para basması, tahvil ve hisse senedi fonları satın almasının yanında kamu harcamaları, kredi garantileri ve vergi indirimlerini içeriyor. Almanya neredeyse GSYH'sının yüzde 28'ine denk gelen bir paket açıklarken İspanya ve İngiltere gibi ülkeler GSYH'larının yüzde 15'inden daha büyük miktarda bir teşvik paketi açıkladı. ABD'de ise bu oran yüzde 9'un üzerinde. Türkiye ise sadece GSYH'sının yüzde 2'sine denk gelen bir paket açıkladı[21].
ABD
2 trilyon dolarlık teşvik paketi Senato ve Temsilciler Meclisinde onaylanarak yürürlüğe girdi. Paket, bireylere doğrudan ödemeleri, işsizlik yardımlarının artırılmasını ve 500 milyar dolarlık kredi programını içeriyor. Kongre aşı programına kaynak aktarımı ve testleri pozitif çıkanlara iki hafta ücretli izin verilmesi için 112 milyar dolarlık bir paketi onayladı. Merkez Bankası 700 milyar dolarlık bir varlık alom programı açıkladı.
İngiltere
Hükümet 330 milyar sterlinlik (397 milyar dolarlık) bir teşvik paketi açıkladı. Maliye Bakanlığı ayrıca, işe gidemeyen çalışanların en az üç ay süreyle maaşlarının yüzde 80'inin devlet tarafından ödeneceğini açıkladı. Yapılacak ödeme 2.500 sterlinle (2.900 dolar) sınırlandırıldı ve bu desteğin toplam maliyetinin ne kadar olacağı henüz belli değil. Hükümet dün de serbest çalışanlara her ay, son üç yıldaki kârlarının ortalamasının yüzde 80'ı oranında ödeme yapılacağını duyurdu. Merkez Bankası, 200 milyar sterlinlik (242 milyar dolar) devlet ve şirket tahvili alacağını açıkladı.
Avrupa Birliği
Almanya 750 milyar euroluk bir kurtarma paketi açıkladı. Paket, işletmelere kredi verilmesini ve devletin doğrudan bu şirketlerden hisse almasını da içeriyor. Fransa küçük işletmeler ve işsiz kalanlar için 45 milyar Euro'luk bir paket açıkladı. Hükümet ayrıca şirketlere 300 milyar dolarlık kredi garantisi sağlayacağını duyurdu. İtalya, çalışanlara yardım ve sağlık sisteminin desteklenmesi için 25 milyar Euro'luk bir paketi onayladı. İspanya'nın açıkladığı paketin büyüklüğü 200 milyar Euro. Avrupa Merkez Bankası daha önce açıkladığı 120 milyar dolarlık pakete ek olarak 2020'den önce 750 milyar euroluk devlet ve özel şirket tahvili alımı öngören bir programı onayladı[22].
Çin
Şimdiye kadar 116,9 milyar yuanlık (16,4 milyar dolar) bir teşvik paketi açıklayan hükümet, vergi ve harçlar için 800 milyar yuanlık (112,5 milyar dolarlık) bir program uygulayacağını duyurdu. Hükümet ekonomiyi düzlüğe çıkarmak için trilyonlarca dolar harcayabileceğini söylüyor. Çin Halk Bankası (Merkez Bankası) salgından etkilenen işletmelere toplam 162 milyar dolar kredi kolaylığı sağlayacağını duyurdu.
Japonya
Hükümetin önümüzdeki haftalarda 30 trilyon yenlik bir teşvik programı açıklaması bekleniyor. Merkez Bankası 55 milyar dolarlık daha borsa yatırım fonu alacağını bildirdi.
Hindistan
Hindistan Hükümeti sokağa çıkma yasağının başlamasından 36 saat sonra 22,6 milyar dolarlık bir yardım paketi açıkladı. Paket, sağlık harcaması ve gıda desteğiyle çalışanlara yardımları içeriyor[23].
Satın alma yöneticileri endeksleri, işsizlik maaşı başvuruları ve online eğilimler gösteriyor ki 2. çeyrek daralmaları hemen hemen dünyanın her yerinde güçlü şekilde hissedilecek. Modern çağın resesyon-savarı Avustralya dahi 2 çeyreklik daralma ile tanışmak üzere belki de. Yüksek nüfus ve güçlü büyümeleri ile genellikle önde koşan Çin ve Hindistan için bu yıl doğal olarak uzun süre boyunca kaydedilmiş en kötü yıl olacak. 2020 yılında Çin, Hindistan ve Endonezya desteği ile gelişenler daralmayacaklar ancak bunları dışarda bıraktığımızda hayat kolay değil. Gelişen ülkeler içinse daralma kaçınılmaz. Çin’in tecrübesine bakarak, birçok sosyal yasağın Mayıs boyunca gevşeyeceği ve Haziran ayı itibarıyla yasakların serbestiye dönüşeceği bekleniyor. Bu durumda küresel toparlanma eş güdümlü bir şekilde 3. çeyrek başladığında hissedilecek. Bu arada ekonomik değerlerine sahip çıkanlar toparlanmaya çok daha rahat iştirak edecekler. Ancak bir toparlanma yılı olacak. Mali desteği bol verme imkanı olan, enflasyon sorunu, ödemeler dengesi ve bütçe baskısı olmayan, kurda devalüasyon yaşamayacak olan gelişmiş ülkeler toparlanmada daha avantajlı olacaklar[24].
Merkez Bankası’nın yayınladığı haftalık kredi kartı harcamaları, reel kesim güven endeksi, kapasite kullanım oranı, günlük elektrik tüketimi ya da başka güven endekslerinden istifade edilerek ekonomik etkilenme düzeyi ortaya konulabilmektedir. TEPAV araştırmacılarının değerlendirmesine göre Mart’ın son haftasında bir önceki haftaya kıyasla kredi kartı ile finanse edilen tüketim harcama tutarı yüzde 31 oranında azalmış olup bazı kabuller çerçevesinde, yıllık GSYH kaybı kriz olmadığı duruma göre yaklaşık yüzde 40 çıkmaktadır. Salgının etkisinin altı ay ile sınırlı kalacağını düşündüğümüzde GSYH kaybı yüzde 20 olacaktır[25]. Çok kaba bir hesaplama olup mevcut kararların ve koşulların bir yıl sürmesi halinde ekonomideki daralmanın yüzde 5 ya da yüzde 15 olmayacağını öngörebiliriz. OECD (2020)’nin de yaptığı hesaplamalardaki Türkiye ekonomisi daralması (bir yıl süren salgın ve tedbirler için) yüzde 23 civarındadır. 2020 büyümesi için asıl belirleyici olan yine salgının ve alınan tedbirlerin ne kadar süreceği. Altı aylık bir salgın süresi için GSYH’nin yüzde 19’u kadar desteğe ihtiyaç var. Salgının süresi dokuz aya çıkarsa bu değer yüzde 27 olarak hesaplanmakta[26]. Aşağıdaki tablo Türkiye ekonomisinde krizin bu aşamasında neler olabileceğini açıklamaya çalışan bir tahminler tablosudur[27].
Tablo 3: Tahminler Tablosu
Gösterge |
Nasıl Etkileneceği |
Açıklama |
İhracat |
Düşer |
İhracat yapılan ülkelerde ekonomik daralma ortaya çıkacağından ithalat düşüşleri yaşanacak ve bu Türkiye'nin ihracatını olumsuz etkileyecek. |
İthalat |
Karışık |
İthalat, korona virüs etkisi sonucu düşecek. Bu bir yandan cari açığımızın denetlenmesine ve dolayısıyla dış finansman ihtiyacımızın düşmesine bir yandan da üretimin düşmesine ve dolayısıyla büyümenin gerilemesine yol açacak. |
Turizm |
Karışık, olumsuz etki daha ağırlıklı |
Korona virüs nedeniyle turistler gezilerini erteleyecekleri için bu gelişme Türkiye’yi iki yönlü etkileyecek. Türkler yurt dışına eskisi kadar gitmeyecek, yabancılar da Türkiye’ye ve diğer yerlere eskisi kadar gitmeyecek. Toplamda Türkiye’ye etkisi olumsuz olacak. |
Üretim |
Düşer |
Üretimimizde girdi olarak kullandığımız ithal mallar oldukça ağırlıklı. Bunların çoğu Çin kökenli. Bunların ithalatında oluşacak sıkıntılar üretimimizi olumsuz etkileyecek. |
Risk Primi |
Yükselir |
Ekonomisi kırılgan olan Türkiye’nin bu aşamada riskleri artacak ve dolayısıyla CDS primi yüksek kalacak. |
TL’nin Dış Değeri |
Düşer |
Risklerin yükselmeye devam ettiği böyle bir ortamda TL’nin dış değerinin düşmesi beklenir. |
Altın |
Yükselir |
Risklerin yükselmeye devam ettiği böyle bir ortamda altının değerinin yükselmesi beklenir. Altın ithalatçısı olan Türkiye’de ithalat miktarı değişmese bile ödenecek bedel yükselir. |
Enflasyon |
Yükselir |
TL’nin dış değerinin düşmesi enflasyonu da yükseltir. |
Cari Denge |
Karışık etkiler ortaya çıkar |
İhracatın ve ithalatın birlikte düşeceği bir ortamda hangisinin etkili olacağını önceden kestirmek kolay değil. Bununla birlikte petrol fiyatlarının düşüşü olumlu etki yaratır. |
Bütçe Açığı |
Yükselir |
Büyümenin düşeceği bir ortamda hükümet ekonomiyi canlı tutabilmek için harcamaları artırıp, vergileri düşürecektir. Bu da bütçe açığını büyütür. |
Kaynak: http://www.mahfiegilmez.com/2020/03/kuresel-krizin-ucuncu-asamas-ve-turkiye.html, Eğilmez Mahfi, 09.03.2020
Yapılan diğer bir çalışma ve tahmine göre, daralma yaşayan tüm sektörlerin etkisi katma değerde %7,8’lik bir düşüşe yol açıyor. Talebi artacak sektörlerin 0,6 puanlık pozitif katkısı göz önüne alındığında katma değerde beklenen daralma %7,2 oluyor. Covid-19 tedbirlerinden etkilenen sektörler genelde emek yoğun sektörler olduğu için istihdam düşüşleri katma değer düşüşlerinden daha fazla. Daralan sektörlerin toplam istihdam etkisi ise %11,1 düzeyinde. Talebi artan sektörlerdeki istihdam artışı fazla olmadığı için toplam istihdam etkisi %10,7 gibi çok yüksek bir düzeyde tahmin ediliyor. İstihdamdan etkilenen kişilerin işten çıkarılması durumunda Türkiye genelinde ücret gelirlerinde % 9’lik bir azalma yaşanacak. Ücret gelirlerinin azalması sonucu hane halkı tüketim talebinde de genel bir azalma olacak. Talepteki toplam düşüşün ücret gelirlerindeki azalışın yarısı kadar olacağı ve tüm sektörlerde hane halkı tüketim talebinin aynı oranda etkileneceği varsayımı altında dolaylı etkiler tahmin ediyoruz.
Bekleneceği gibi katma değerde en çok kayıp yaşayacak sektörler faaliyetleri kısıtlanan sektörler (seyahat, tur hizmetleri %67, konaklama ve yiyecek %60, hava yolu taşımacılığı %59, kültürel hizmetler %51, spor ve eğlence hizmetleri %38, tekstil, giyim eşyası %32 ve perakende ticaret %28). Faaliyetlerine doğrudan kısıt gelmeyen fakat bu sektörlere girdi sağlayan veya tüketim malı üreten bazı sektörlerde de ciddi bir daralma tahmin ediliyor. Dolaylı etkiler de eklendiğinde ülke genelindeki katma değerdeki (yani Gayri Safi Yurt İçi Hasıladaki) düşüş % 7,2’den % 10,0’a çıkıyor. Dolaylı etkiler göz önüne alındığında toplam istihdam kaybı % 13,4 gibi çok yüksek bir orana ulaşıyor (2017 istihdam düzeyi kabul edildiğinde 2,1 milyon kişi).
Özetlersek, oldukça iyimser varsayımlar altında sadece yedi sektördeki faaliyet kısıtlamaları sonucu katma değerde %7,2 ve istihdamda %10,7 gibi çok ciddi azalma öngörülüyor. İstihdamdaki azalmanın ücret gelirlerinde düşüşe yol açması durumunda bu kayıplar, sırasıyla, %10,0 ve %13,4’e çıkıyor. Bu tahminlerin yatırımlardaki olası düşüşler ve hane halklarının tedbir amaçlı harcamalarını kısması gibi etkileri içermediğini ve kayıt dışı çalışanları kapsamadığını da özellikle vurgulamak gerekli[28].
Sonuç
Krizler; hiç kimsenin ummadığı ve hazırlık yapılamayanlar ile sonuçları umulan ve hazırlık yapılması gerekenler olarak iki şekilde gelirler. COVID-19 ikinci kategoride olup etkilerinden ve salgının büyümesinden hızlı bir şekilde kurtulmak için hazırlık yapmak gerekir. Salgınlar gelmeden önce önemli sinyaller vermektedir. Öte yandan iklim değişikliği gibi COVID-19’un da olması beklenmeden kriz olarak dikkate alınmadı. Amerika da dahil bazı ülkeler önlemleri çok geç aldı. Nasıl pandemi en etkili ve en az pahalı cesur erken önlemlerle ele alınabiliyorsa, geçmişten çıkarılan ders, uluslararası durgunlukların ve bunun sonucunda ortaya çıkan maliyetlerin de en iyi şekilde hızlı ve cesurca ele alınmasıdır. Hızlı hareket etmeli ve birlikte hareket edilmeli[29].
COVID-19, krizden önce belirgin olan eğilimleri değiştirmeyebilir. Neoliberalizm yavaş ölümüne devam edecek. Popülist otokratlar daha otoriter olacak. Ulus- devletler politika alanını geri kazandıkça hiper-küreselleşme savunmaya devam edecektir. Çin ve ABD çarpışma rotasında devam edecekler. Ve oligarşiler, otoriter popülistler ve liberal enternasyonalistler arasındaki ulus-devletler arasındaki savaş yoğunlaşacak, sol ise seçmenlerin çoğuna hitap eden bir program tasarlamak için mücadele ediyor[30]. Dünya ekonomik ve finansal küreselleşmenin on yıllarca sosyal, ahlaki ve kişisel bağlarla insanları bir araya getirip getirmediğini keşfetmek üzere. Sadece bu bağın tanımlanması ve güçlendirilmesi değil aramızdaki anlaşmazlıkları, kısa dönem bakış açılarını kenara bırakıp, ekonomik, nesilsel ve uluslararası dayanışma üzerinde daha sürdürülebilir anlaşmaları, verimlilikleri ortaya koymaya çalışmakta[31].
[1] https://covid19bilgi.saglik.gov.tr/tr/covid-19-yeni-koronavirus-hastaligi-nedir
[2] https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-51614548
[3] Gina Gopinath, https://blogs.imf.org/2020/04/14/the-great-lockdown-worst-economic-downturn-since-the-great-depression/, 14.04.2020.
[4] Ergin Yıldızoğlu, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52200598, Koronavirüs: ABD'de salgın krizi nasıl büyüdü?, 07.04.2020.
[5] Güven Sak, https://www.tepav.org.tr/tr/blog/s/6648, 07.04.2020
[6] Mahfi Eğilmez, http://www.mahfiegilmez.com/2020/04/kuresel-ticaret-ve-buyume-cokuyor.html, 09.04.2020
[7] Mahfi Eğilmez, http://www.mahfiegilmez.com/2020/04/gelir-harcama-zinciri-koparsa.html, 02.04.2020
[8] Mahfi Eğilmez, http://www.mahfiegilmez.com/2020/03/ekonomik-daralmay-minimum-duzeyde.html, 25.03.2020
[9] Oğuz Aydoğmuş, Salgın ve Ekonomik Kriz, İktisat ve Toplum Dergisi, Nisan 2020, Sayı 114, s. 11-17,
[10] Attila Köksal, Siyah Kuğu Haftası,Turcomoney Dergisi, Sayı 111, Nisan 2020, s. 38- 40
[11] https://www.project-syndicate.org/commentary/how-covid19-pandemic-affects-financial-market-narratives-by-robert-j-shiller-2020-03
[12] http://datatopics.worldbank.org/universal-health-coverage/covid19/
[13] https://www.project-syndicate.org/commentary/flattening-covid19-curve-in-developing-countries-by-ricardo-hausmann-2020-03
[14] Ertuğrul Kızılkaya, Küresel Resesyon ve Kapitalizm Krizi Yaşanıyor, Turcomoney Dergisi, Sayı 111, Nisan 2020, s. 16-17
[15] https://www.finansgundem.com/haber/krizin-kaderi-bu-hafta-belli-olacak/1484014, 13.04.2020
[16] https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52232516, IMF Başkanı Georgieva 'Türkiye dahil tüm üyelerle yapıcı diyaloğu sürdüreceğiz' dedi, TL değer kazandı, 09.04.2020
[17] Andrew Walker, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52221192, Koronavirüs: Dünya Ticaret Örgütü bu yıl küresel ticarette büyük daralma bekliyor, 08.04.2020.
[18] https://www.project-syndicate.org/commentary/coronavirus-greater-great-depression-by-nouriel-roubini-2020-03
[19] https://blogs.imf.org/2020/04/14/covid-19-crisis-poses-threat-to-financial-stability/, Adrian Tobias, Natalucci Fabio, 14.04.2020.
[20] https://www.project-syndicate.org/commentary/covid19-impact-on-developing-emerging-economies-by-joseph-e-stiglitz-2020-04
[21] Özge Özdemir, https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-52114495, Koronavirüs: Türkiye ekonomisinin salgının yarattığı krizle başa çıkması için ne yapılmalı?, 01.04.2020
[22] Hayrettin Turan, Korona Virüs Dünya Ekonomisini Fena Vurdu, Turcomoney Dergisi, Sayı 111, Nisan 2020, s. 18- 27.
[23] https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52065095, Koronavirüs: 7 trilyon dolarlık paket dünya ekonomisini kurtarmaya yetecek mi?, 27.03.2020.
[24] https://www.haberturk.com/yazarlar/gokhan-sen/2637563-korona-ekonomileri-ne-kadar-vuracak-isler-ne-zaman-duzelecek, 07.04.2020
[25] https://www.dunya.com/kose-yazisi/ekonomik-kuculmenin-boyutu-icin-bir hesaplama/467025
[26] Fatih Özatay ve Güven Sak, https://www.dunya.com/kose-yazisi/covid-19-salgini-bir-degil-bir-kac-ceyrek-surerse-ne-olur/467567, 13.04.2020.
[27] Mahfi Eğilmez, http://www.mahfiegilmez.com/2020/03/kuresel-krizin-ucuncu-asamas-ve-turkiye.html, 09.03.2020
[28] Erol Taymaz, https://sarkac.org/2020/03/covid-19-tedbirlerinin-ekonomik-etkileri-ve-politika-onerileri/, 24.03.2020.
[29] https://www.project-syndicate.org/commentary/debt-relief-most-effective-covid19-assistance-by-gordon-brown-and-lawrence-h-summers-2020-04
[30] https://www.project-syndicate.org/commentary/will-covid19-remake-the-world-by-dani-rodrik-2020-04
[31] https://www.project-syndicate.org/commentary/covid19-pandemic-solidarity-test-by-kemal-dervis-2020-03