DUYURU: 06.09.2022/96
13.07.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “529 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği” ile kurumlar vergisi mükellefleri ve Tebliğ'de belirtilen diğer kişi ve kurumlara, gerçek faydalanıcı bilgilerini Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB)’e bildirme zorunluluğu getirilmişti. (14.07.2021 tarihli, 103 sayılı Duyurumuz)
Bu defa, 05.09.2022 tarihinde Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından gerçek faydalanıcının belirlenmesine yönelik açıklama talepleri doğrultusunda “145 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri” yayımlanmıştır.
Sirküler’de yer alan gerçek faydalanıcı bilgisinin belirlenmesine yönelik açıklamalar aşağıdaki gibidir.
Gerçek Faydalanıcının Belirlenmesi
“529 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği”nde belirtildiği üzere gerçek faydalanıcı mutlaka gerçek kişi olmak zorundadır. Gerçek faydalanıcının belirlenmesinde aşağıdaki unsurlar bir bütün olarak dikkate alınarak tespit yapılacaktır. Buna göre, gerçek faydalanıcı;
- Tüzel kişiliğin %25’ini aşan hissesine sahip gerçek kişi ortakları,
- Tüzel kişiliğin %25’ini aşan hissesine sahip gerçek kişi ortağının gerçek faydalanıcı olmadığından şüphelenilmesi ya da bu oranda hisseye sahip gerçek kişi ortak bulunmaması durumunda, tüzel kişiliği nihai olarak kontrolünde bulunduran gerçek kişi ya da kişileri,
- Yukarıda yer verilen kriterler kapsamında gerçek faydalanıcının tespit edilemediği durumlarda, en üst düzey icra yetkisine sahip gerçek kişi ya da kişileri
ifade etmektedir.
Tüzel kişiliğin %25’i aşan hissesine sahip gerçek kişilerin, her halükarda bildirilmesi gerekecektir. Bununla birlikte, yukarıda belirtilen (b) ve (c) maddeleri kapsamında da gerçek faydalanıcının belirlenmesi halinde, bu kişi veya kişilerin isimlerinin de gerçek faydalanıcı bildirim formunda bildirilmesi gerekmektedir. Söz konusu formun ilgili bölümlerinde gerçek faydalanıcı ile ilgili gerekli açıklamalara yer verilecektir.
Doğrudan ve Dolaylı Kontrol
Bir gerçek kişi, tüzel kişiliği olan veya olmayan teşekkülü doğrudan ya da dolaylı bir şekilde nihai olarak kontrolünde bulundurabilir. Bir teşebbüste doğrudan ya da dolaylı olarak %25’ten fazla hissesi olmadığı halde farklı araçlarla nihai kontrole sahip kişiler de teşebbüsün %25’i aşan hisse sahipleri ile birlikte gerçek faydalanıcı olarak kabul edilecektir.
Örneğin, yönetim ya da denetim kurulu üyelerinin çoğunluğunu atama, görevden alma, şirket adına verilen kararlarda sözleşme ya da aile bağları gibi farklı yollarla önemli ölçüde söz sahibi olan kişi veya kişilerin tüzel kişiliği olan veya olmayan teşekkülü nihai olarak kontrol altında bulundurduğunun kabul edilmesi gerekecektir. Gerçek Faydalanıcı Bildirim Formu’nun ilgili bölümlerinde buna ilişkin gerekli açıklamalar yapılacaktır.
Örnek 1: A şirketinin %80 hissesine sahip olan bir B şirketinin %40 oranında hissedarı olan Y kişisi, A şirketinde %80 x %40 = %32 oranında dolaylı olarak pay sahipliği olması sebebiyle A şirketinin gerçek faydalanıcılarından birisidir.
Örnek 2: Şirketin kurucusu Z kişisi şirkette paylarını çocuklarına devretmiş; fakat yönetim kurulu başkanı olarak şirkette görev almaya devam etmektedir. Z kişisi, yönetimde yer alan kişilerin çoğunluğunu atama veya görevden alma konusunda yetkilidir. Bu durumda Z kişisi şirketin gerçek faydalanıcılarından birisidir.
En Üst Düzey İcra Yetkisine Sahip Kişiler
"En üst düzey icra yetkisi”ne sahip kişiler ifadesi ile; tüzel kişiliğin ticari faaliyetini temelden etkileyen stratejik kararlar alabilme yetkisine sahip gerçek kişi veya kişiler ile, günlük veya olağan işleri yürüten, yönetim kurulu başkanı, genel müdür, mali işler direktörü gibi üst düzey bir yönetim pozisyonu aracılığıyla icra kontrolünü elinde bulunduran gerçek kişi veya kişiler anlaşılacaktır.
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayımlanan “145 sayılı Vergi Usul Kanunu Sirküleri”ne ulaşmak için tıklayınız.
Saygılarımızla.