
Rehber: 2018/06
Rehber: 2018/06
Aktifte Bulunan Taşınmazların Yeniden Değerlenmesi
Düzenlemeden Yararlanamayacak Olanlar
Kapsama Dâhil Olmayan İktisadi Kıymetler
Yeniden Değerleme Sonrası Amortisman Uygulaması
Yeniden Değerlemeye İlişkin Ödenecek Vergi
Taşınmazların Elden Çıkarılması
KDV Uygulamasında Hasılat Esaslı Vergilendirme Usulünün Kapsamı Genişlemiştir
25.05.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “7144 Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile, başta Vergi Usul Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanunu olmak üzere muhtelif kanunlarda değişiklik yapılmıştır.
Sözü edilen düzenlemeler, özetle aşağıdaki gibidir:
Vergi Usul Kanunu’na (VUK) eklenen geçici 31. madde ile, tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için, maddenin yürürlüğe girdiği 25.05.2018 tarihi itibarıyla aktiflerine kayıtlı bulunan taşınmazlarını 30.09.2018 tarihine kadar, değer artışı tutarı üzerinden %5 oranında hesaplanacak verginin beyan edilip ödenmesi koşuluyla yeniden değerleme imkanı tanınmıştır.
Taşınmazları yeniden değerleme imkânı, tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için tanınmış olup aşağıda sayılanlar kapsam dışı bırakılmışlardır:
Düzenlemenin kapsamına, aktifte kayıtlı bulunan iktisadi kıymetlerden yalnızca taşınmazlar girmektedir. Dolayısıyla aktife kayıtlı diğer iktisadi kıymetler için yeniden değerleme imkanı bulunmamaktadır. Örneğin makine-teçhizat yahut haklar için yeniden değerleme yapılması mümkün değildir.
Ayrıca taşınmaz olmakla birlikte;
konu edilen kıymetler de yeniden değerleme kapsamında yer almamaktadır. Ayrıca, taşınmazların alım, satım ve inşa işleri ile devamlı olarak uğraşanların bu amaçla aktiflerinde kayıtlı bulunan kıymetler, emtia niteliğinde olacağından madde kapsamında yeniden değerlemeye tabi tutulamayacaktır.
Yeniden değerleme işlemi, aşağıdaki şartlar çerçevesinde tamamlanacaktır:
i. En son bilançoda yer alan taşınmazlar ve bunların amortismanları için, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki aya ilişkin Yİ-ÜFE değerinin, söz konusu bilançonun ait olduğu tarihi takip eden aya ilişkin Yİ-ÜFE değerine bölünmesi ile bulunan oran,
ii. En son bilanço tarihinden sonra iktisap edilen taşınmazlar ve bunların amortismanları için, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki aya ilişkin Yİ-ÜFE değerinin, taşınmazın iktisap edildiği ayı izleyen aya ilişkin Yİ-ÜFE değerine bölünmesi ile bulunan oran dikkate alınacaktır.
Yİ-ÜFE ibaresi; Türkiye İstatistik Kurumunun her ay için belirlediği 01.01.2005 tarihinden itibaren üretici fiyatları endeksi (ÜFE) değerlerini, 01.01.2014 tarihinden itibaren yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) değerlerini ifade etmektedir.
Bu durumda, hesap dönemi takvim yılı olan mükellefler için, VUK’un mükerrer 298. maddesi uyarınca, son olarak 2004 takvim yılı itibarıyla enflasyon düzeltmesi yapıldığından bu mükelleflerin 31.12.2004 tarihli bilançolarında yer alan taşınmazlar ve bunların amortismanlarının düzeltilmesinde dikkate alınacak yeniden değerleme oranı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki ay olan 2018 yılı Nisan ayına ilişkin Yİ-ÜFE değerinin, 31.12.2004 tarihli bilançoyu takip eden ay olan 2005 yılı Ocak ayına ilişkin Yİ-ÜFE değerine bölünmesi ile bulunan katsayı olacaktır. Özel hesap dönemine beyan veren mükellefler açısından ilgili tarihlerin esas alınması suretiyle yeniden değerleme oranının hesaplanacağı tabiidir.
Enflasyon düzeltmesi yapılmış son bilanço tarihinden sonra iktisap edilen taşınmazlar ve bunların amortismanlarının düzeltilmesinde dikkate alınacak yeniden değerleme oranı ise, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten bir önceki ay olan 2018 yılı Nisan ayına ilişkin Yİ-ÜFE değerinin, taşınmazın iktisap edildiği ayı izleyen aya ilişkin Yİ-ÜFE değerine bölünmesi ile bulunan katsayı olacaktır.
Taşınmazlarını madde kapsamında yeniden değerlemeye tabi tutan mükellefler bu kıymetlerini, yapılan yeniden değerleme sonrasında bulunan değerleri üzerinden amortismana tabi tutmaya devam edeceklerdir.
Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarı üzerinden %5 oranında hesaplanan vergi, yeniden değerleme işleminin yapıldığı tarihi izleyen ayın 25. günü akşamına kadar bir beyanname ile gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine beyan edilecek ve aynı süre içerisinde ödenecektir.
Bu kapsamda ödenen vergi; gelir ve kurumlar vergisinden mahsup edilmeyecek; gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmeyecektir. Beyanın zamanında yapılmaması ya da tahakkuk eden verginin süresinde ödenmemesi halinde madde hükümlerinden faydalanılması mümkün olmayacaktır.
Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarının, sermayeye ilave edilme dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmı, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.
Yeniden değerlemeye tabi tutulan taşınmazların elden çıkarılması halinde, pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışları, kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır (diğer bir deyişle, gelir olarak kaydedilmeyecek ve beyan edilen gelire eklenmeyecektir).
Yeniden değerlemeye tabi tutulan taşınmazların elden çıkarılmasından önce, VUK’un mükerrer 298. maddesi uyarınca enflasyon düzeltmesi yapılmasına ilişkin şartların oluşması halinde, yeniden değerleme nedeniyle oluşan değer artışı fonu özsermayeden düşülmek suretiyle enflasyon düzeltmesi yapılacaktır.
Bilindiği üzere, 6 Nisan 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “7104 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu Ve Bazı Kanunlar İle 178 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile, KDV Kanunu’nun mülga 38. maddesi “Hasılat Esaslı Vergilendirme” başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiş ve konuyla ilgili açıklamalarımız, ilgili Rehberimizde yer almıştı.
Buna göre;
Bu defa, “7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile, ilgili Kanun maddesinde değişikliğe gidilerek ortalama hasılat esaslı vergilendirme uygulamasının kapsamını genişletmeye yönelik olarak Bakanlar Kurulu’na yetki verilmiştir. Buna göre, Bakanlar Kurulu VUK hükümleri uyarınca bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerini, sektörler ve meslek grupları itibarıyla belirleyeceği yıllık iş hacimlerine göre hâsılat esaslı vergilendirme usulü kapsamına alma hususunda yetkili kılınmıştır. Dolayısıyla, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek olan hâsılat esaslı vergilemenin kapsamına kurumlar vergisi mükellefleri de dâhil edilebilecektir.
Bu durumda, Bakanlar Kurulunca sektörler ve meslek grupları itibarıyla ve yıllık iş hacimlerine göre kapsama alınan mükelleflerin ödemeleri gereken KDV, indirilecek KDV ile ilişkilendirilmeksizin, KDV dâhil hâsılata sektör bazında belirlenen oranın uygulanması suretiyle hesaplanacaktır.
Saygılarımızla.