REHBER: 29.07.2020 / 6
Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanıp 28.07.2020 tarihli Resmi Gazete yayımlanan “7251 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile, hukuk yargılamalarının daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülebilmesi, makul sürede sonuçlandırılması ve yargısal işleyişin hızlandırılması amaçlanmıştır. Bu bağlamda, başta Anayasa Mahkemesinin ilk derece mahkemelerce kesin nitelikli kararın taraflara tebliğ edilmeden iki haftalık hak düşürücü sürenin başlatılmasını hak arama hürriyetine aykırı bularak iptal etmesi konusu olmak üzere pek çok konuda değişiklik yapılmıştır.
Sözü edilen düzenlemeler, özetle aşağıdaki gibidir.
- İlk derece mahkemelerinin görevsizlik veya yetkisizlik kararının kesin olması halinde, kararın taraflara tebliğ edilmesi ile dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine ilişkin iki haftalık süre, tebliğ tarihinden itibaren başlayacaktır.
- Yalnızca tarafların karşılıklı rızası ile uygulanan e-duruşma, yapılan değişikle birlikte taraflardan birinin talebi ve hâkimin kararıyla gerçekleşebilecektir. Ayrıca, tanık, bilirkişi veya uzmanların ses ve görüntü nakli yoluyla bulundukları yerden dinlenebilmesi mümkün kılınmıştır.
- Değişiklikle birlikte Kanunda yer alan duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli yapılması halleri arasına, “yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatinin bulunması” hali de eklenmiştir. Buna göre, hukuk yargılamalarında hâkim, özel hayatın gizliliğinin veya ticari sırlarının korunması gibi kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde gizlilik kararı verebilecektir.
- Hâkimin reddi nedenlerine, daha önce aynı uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacılık yapmış olma da eklenmiştir.
- “Toplu Mahkemelerde Tahkikat” başlığıyla yeni bir düzenleme yapılarak, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra talep edilen delil tespiti, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir gibi geçici hukuki koruma tedbirleri de dahil olmak üzere toplu mahkemenin görevine giren dava ve işlerde tüm yargılama aşamaları heyet tarafından yerine getirilecek ve karara bağlanacaktır.
- Mahkeme, tahkikatın bittiğini bildirdikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçecek olup, bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere Bununla birlikte, sözlü yargılama ve hüküm duruşması için taraflara zorunlu olan tebligat, tahkikat aşamasına çekilmiştir.
- Ön inceleme duruşmasına mazeretsiz katılmayan tarafın rızası aranmaksızın iddia ve savunmanın değiştirilebilmesine ilişkin usul kaldırılmıştır.
- Tarafların davaya konu olan delil ve belgeleri, ön inceleme duruşmasından önce mahkemeye sunmaları zorunlu hale getirilmiştir. Bu suretle, tahkikat aşamasına daha erken geçilebilmesi ve yargılama sürecinin kısaltılması amaçlanmaktadır.
- Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecektir.
- Aleyhine ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararı verilen taraf, bu karar yüzüne karşı verilmişse doğrudan istinaf kanun yoluna; karar yokluğunda verilmişse öncelikle kararı veren mahkemeye itiraz edebilecektir.
- İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kişi, ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyet edilmesi üzerine, 6 aya kadar disiplin hapsiyle cezalandırılacaktır.
- Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında istinaf yolu değil, temyiz ve tashihi karar yolu uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
- Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulacaktır. Böylelikle yıllık açılan yaklaşık 50 bin dosya zorunlu arabuluculuk kapsamına alınarak dosyaların daha kısa sürede sonuçlandırılması amaçlanmaktadır.
- Kadastro mahkemesinin verdiği kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf veya temyize başvurulabilecektir.
- Ticaret mahkemelerinde tek hâkimle görülebilen dava ve işlerin parasal sınırı 300 bin liradan 500 bin liraya, ticari davalarda uygulanan basit yargılama usulüne ilişkin parasal sınır 100 bin liradan 500 bin liraya çıkarılmıştır.
- Sigorta tazminat alacaklarının takibi artık yalnızca kişinin kendisi veya avukatı tarafından yapılabilecektir. Böylelikle, ehil olmayan kişilerce sigorta tazminatı alacağı takip edimesin kaynaklı mağduriyetler engellenmiş olacaktır.
- Engelli vatandaşların senet niteliğinde belge düzenlemeleri kolaylaştırılmıştır. Engellilerin ya da okuma-yazma bildiği halde herhangi bir sebepten imza atamayanların mühür ya da parmak izi gibi yöntemlerle düzenledikleri belgeleri masrafsız bir şekilde noterden onaylatarak senet niteliği kazandırabilmelerine imkân tanınmıştır.
Saygılarımızla,